• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

Faydalı Bilgiler

 
 
CEVİZ VE FAYDALARI

İnsan beyni ile yeşil kabuklu cevizin yapılarını incelersek tüylerimizi diken diken edecek bir gerçekle karşılaşırız.. Yeşil kabuk kafa deri...sine, tahta kabuk kafatasımıza, cevizin zarı beyin zarımıza ve meyvesi beynimize benzeyen bu yapının tüm meyveler arasında gümüş iyonu içeren tek meyve olmasıda beynimizle olan inanılmaz bağlanyıtı gözler önüne serer. Çünkü bu gümüş iyonuna ihtiyacı olan tek organ beyindir…

Minyatür beyin görünümündeki Ceviz beyin için gerekli olan gümüş iyonlarını ihtiva eden tek meyvedir ve Asyada beyin gıdası olarak kabul edilir.

Ceviz; fosfor, kalsiyum, potasyum ve demir açısından zengin bir besin maddesidir. Dolayısıyla zihin yorgunluğunu giderici, kemik ve dişleri güçlendiren, kas rahatlatıcı etkisi ve kansızlığa çözüm getiren bir besin kaynağı olarak oldukça önemlidir.
 
RADYOLOJİ DOKTORUNUN ÖNERİLERİ


SAĞLIĞIMIZLA İLGİLİ ÖNEMLİ TAVSİYELER

*Telefona SOL kulağınızla cevap verin.

*Günde 2(iki) kere kahve içmeyin.

*SOĞUK su ile hap almayın.

*19 'dan sonra YEMEK yemeyin.

*Tükettiğiniz YAĞLI gıdaların miktarını azaltın.

*Sabahları daha çok, akşamları ise daha az SU için.

*Cep telefonu BATARYA'ları ile mesafenizi uzak tutun.

*UZUN süre kulaklık takmayın.

*Gece 10 sabah 06, en ideal uyuma saatleridir

*Uyku öncesi İLAÇ aldıktan sonra hemen uzanmayın.

*Şarjınız SON çizgiye indiğinde,yani çok çok az bir şarz seviyesinde iken  telefona cevap vermeyin, zira yaydığı radyasyon 1000 kat fazladır.

*Zira sağlığımız arabamızdan daha önemlidir.
  



*****************************************************

DOMUZ GRİPİ


GRİP
İçin bir ''eski zaman öyküsü''... önemli
         yorum sizlere aittir.....
       Muhtemelen ilaç kartelleri tarafından yaratılan ''DOMUZ GRİBİ'' enfeksiyonuna karşı yoğun bir ''ilaç ve aşı'' kampanyasının yürütülmekte ve bunların karlarına kar katmak için, bu içinde ne olduğu belirsiz ''AŞI'' yı hükümetler aracılığıyla pazarlama peşlerinde oldugu bu günlerde,yayılması en kolay hastalık olan ''GRİP'' ile ilğili bu küçük ama önemli, eskilerin bazı rahatsızlıklar için ne gibi doğal careler bulduğunu bize, hatırlatan, ders alınabilecek  öykü belki bir nebze yardımcı olabilecektir...... 

       
1919 Yılında dünyada 40,000 kişi gripten öldüğünde, bir Doktor bir cok ciftçiyi griple mücadelede yardım amacıyla  ziyaret eder.Bir cok ciftçi ve ailesi Grip kapmıştır ve bir coğu ölürler.....

soğan hasatı
       Doktor ziyaretlerine devam eder ve bir süprizle karşılaşır, ziyaret ettiği bir ciftçi ve ailesi cok sağlıklıdır.
doktor böyle olabilmesi için aileye herkesden farklı ne yaptıklarını sorar ve cevaben ciftçinin hanımı odaya, bir tabak içine soyulmamış bir ''SOĞAN'' koyduklarını söyler.

güvecte soğan bastı

      Doktor buna inanmaz ve bu soğanların bir tanesini alır labaratuvarda mikroskop altına koyarak inceler. Soğan içerisin de grip virüsünü görür. Soğan açıkca grip virüsünü absorbe etmiş. Bu sayede de aile sağlıklı kalmıştır.

kızarmış soğan

      Bu öyküden alınacak ders bir miktar soğan almanız ve evinizin odalarına yerleştirmenizdir. Ne olduğunu görmek için bunu denemek lazım.
      Eğer o sizi ve sevdiklerinizi hastalıktan ve gripten korursa ne güzel buna rağmen grip olursanız daha yumuşak ve uysal geçer.
      Bunun için Evinizden ve Sofranızdan soğanı eksik etmeyiniz.


      SOĞAN  
İçin bir atasözü vardır. Onu da hatırlatalım
      Soğanı sabah kendiniz yiyin.
      Öğlenleyin dostunuza yedirin.
      Akşam düşmanıza yedirin........


etli soğan dolması



  Soğanın Faydaları
Kur'an-ı kerim'de sarmısakla birlikte soğan da anılmaktadır.       
             
1. Soğanda bol miktarda A, B ve bilhassa C vitamini, bol fosfor, iyot, kükürt gibi vücuda pek yararlı, besleyici maddeler, antibiyotik vazifesi gören esanslar ve hazım artırıcı maddeler bulunur. 
                      
2. C vitamini yönünden zengin olduğu için soğuk algınlıklarına karşı vücudu korur. 

3. B vitamini yönünden de zengin olduğu için yorgunluğu giderir, bedene canlılık kazandırır.

4. Soğan kuru ve yaş halde bulunur, her ikisi de faydalıdır.

5. Soğan çiğ yenmelidir. İyi çiğnenirse hazmı kolay olur.

                      
6. İştah açar.

7. Bol idrar söktürür, vücutta birikmiş su ve üreyi dışarı atar. Fazla yemek tuzu kalbe zarar verir ve vücutta çok su tutar. Böylece tansiyon da artar. Soğan ise, su ve üre yanında fazla tuzu da dışarı atar. Bu özelliğinden ötürü, romatizma, mafsal iltihabı, idrar tutukluğu, vücudun herhangi bir boşluğunda su toplanması, kande üre ve tuz miktarının artması gibi hallerde soğan çok faydalıdır.
                       
8. Damar sertliğini önler, varsa zamanla geçmesine yardımeder, kilo verdirir, şişmanlığı giderir. 

9. Böbrek taşını ve kumu döker, yeniden teşekkül etmesini önler.

10. Sinirleri teskin eder, zihin yorgunluğunu, uykusuzluğu giderir. Bütün salgu bezelerini çalıştırarak; sinir zaafiyetini, zihin yorgunluğunu, kalp çarpıntısını, ruhi sıkıntı ve bunalıma çok fayda verir.

11. Uykusuzlukta; soğan ezilir, üzerine bir miktar tuz ekilir, geceleri lapa halinde alın ve şakaklara konulur.
                   
 12. Yanıklarda; soğan halkalar halinde kesilir, üzerine haif miktarda tuz ekilip sarılır. Su toplanmasını önler, ağrıyı alır.

13. Kalbi kuvvetlendirir. Koroner damarları genişletir. 

14. Prostat bezesini normal çalıştırarak bozulmasını, sertleşmesini önler.

15.  Baygınlığı geçirir.

16. Bol kükürt, iyot ve silisi ise kanı temizler. Böylece cildin taze kalmasını, sivilcelerin geçmesini, ekzamaların zamanla iyileşmesini sağlar.


ELMA 'NIN FAYDALARI 

                

                  

1.
Böbreklerin temizlenmesine yarar, 
                        
2.Baş ağrısına iyi gelir,
        
                 
3. kolesterolü düşürür, 
 
4.Yüksek tansiyonu düşürür, 
 
5.Kan şekerini kontrol altında tutar,
 
6.Romatizma ve gut hastalığına iyi gelir,
  
7.Uykusuzluğa iyi gelir, 
                
8.Bağırsaklardaki parazitlerin dökülmesini sağlar,
 
9.Elma + kereviz/maydanoz yorgunluğa iyi gelir,
  
10.Elma+kızılcık suyu veya elma+ananas+üzüm suyu gribe iyi gelir, 

11.Elma+armut suyu kabızlığa iyi gelir 

----------------------
 SİGARA'NIN ZARARLARI
Sigara Tiryakileri için Kanserden Koruyan Sebzeler
  Araştırmalara göre sigara içenler sigaranın kanser yapıcı 
etkisinden sebze yiyerek korunabileceğini belirtiyor.  
SOĞAN,
KARNIBAHAR,
LAHANA,
KARALAHANA,
BROKOLİ
 ve benzer sebzeler, sigara tiryakilerinin kanserden
 korunmasına yardımcı oluyor. Bilim adamları 
sigarayı bırakanlar ve içmeye 
devam edenlerin özel yararı bulunan bu sebzeleri
 mutlaka 
tüketmelerini öneriyor.

Sigarayı bırakmak isteyenler dikkat! En doğal yöntem… 
Üstelik garanti gibi… Profesör Doktor Saraçoğlu’nun
 verdiği formül şöyle;
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, sigarayı bırakmak 
isteyen ve türlü yöntemler deneyen tiryakilere 
Türkiye’de yetişen bir bitkinin çayını tavsiye etti.
                                                                                                                                                                       
İşte o formül:
“Bir tatlı kaşığı karabaşotunu bir su bardağı 
suda 3 dakika
 hafif ateşte kaynatıp içiyorsunuz.
 Gün atlayarak bu çayı içmelisiniz. 
Bir gün durup bir gün içilmeli.”
Aktarlarda da bulunabilen ve Türkiye’de 
yetişen
 karabaşotunun dünyanın hiçbir yerinde 
aynısının
 bulunmadığını sözlerine ekleyen İbrahim 
Saraçoğlu, çay yapmaya vakit olmayan 
ya da yolculuktaki durumlarda 
şu öneriyi yaptı: “Karabaşotunun saplarından 
5-6 tane yanınızda bulundurun. 
Bunları çiğneyebilirsiniz. Yutmanızda da 
herhangi bir sakınca yok.”
Sigaraya bağlayan gen bulundu           
.”Sigara bağımlılığına neden olan,
 sigarayı bırakmayı zorlaştıran ve
 akciğer kanserine neden olan gen 
bulundu.
Bilim adamlarından oluşan üç ayrı ekip 
tarafından yapılan araştırmalarda, sigara 
bağımlılığına neden olan, sigarayı bırakmayı 
zorlaştıran ve sonuçta akciğer kanserine 
neden olduğu düşünülen bir gen bulundu.
Hem anne hem de babasından bu geni alan 
bir kişinin akciğer kanserine yakalanma riski,
 bu geni almayan bir tiryakiden 
yüzde 80 daha fazla.
Bu gene sahip olan tiryaki, olmayana göre günde 
iki sigara daha fazla içiyor ve sigarayı bırakması 
çok daha zor.
             Çayı iç sigarayı bırak



Sigara dehşetini ilk kim KEŞFETTİ?
“Sigara 5 bin 700 yıldır insanoğlunun hayatında var. 
Dünyaya yayan ise tanıdık bir isim
Sigarayla insanoğlu 5 bin 700 yıl önce tanıştı. 
İlk zamanlar tören ve büyü yaparken kullanılan tütün, 
Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfinin ardından 
tüm dünyaya yayıldı. “
HEM AMERİKA’YI HEM SİGARAYI KEŞFETTİ
15. yüzyılın sonlarında ise Kristof Kolomb, 
Amerika kıtasını keşfettiğinde Amerika yerlilerinin 
“Tobaccos” adını verdiği bir bitki yaprağını sararak
 yakıp dumanını içlerine çektiklerini ve bu dumanın 
insana keyif verdiğini gördü. Kolomb, faydalı olur 
düşüncesiyle bu bitkinin tohumlarını alarak denizciler 
vasıtasıyla diğer ülkelere yayılmasına neden oldu. 
Daha sonra tüm dünyaya yayılan tütün bitkisi 
yetiştirilip ilk olarak küçük tesislerde daha sonra 
ise kurulan büyük fabrikalarda sigaraya dönüştü




Tiryakiler dikkat! Taksi, otobüs, dolmuş, uçak, tren ve 
vapurlarda sigara yasak!

Teklifin kabul edilen maddelerine göre, kamu hizmet 
binalarının, koridorları dahil olmak üzere her türlü 
eğitim, sağlık, ticaret, sosyal, kültürel, spor, eğlence
 ve benzeri amaçlı özel hukuk kişilerine ait olan 
binaların kapalı alanlarında sigara içilemeyecek.
Taksi hizmeti verenler de dahil olmak üzere, 
kara yolu, demir yolu, deniz yolu ve 
hava yolu toplu taşıma araçlarında sigara içme
 yasağı getiriliyor.

Yapılan bir araştırma, nargilenin sigaradan onlarca kat
 zararlı olduğunu gösterdi.
Fransız bilim adamlarının bir araştırması nargilenin
 sigaradan onlarca kat daha fazla zararlı olduğunu gösterdi.
 Fransa’nın tütün karşıtı çalışmalarıyla bilinen kurumu
 OFT’nin, devlete bağlı bir laboratuvarda,
 üç tip nargile üzerinde yaptığı araştırmalardan
 elde ettiği verilere göre, nargile içince 15-52 sigaradan 
alınan miktarda karbonmonoksit, 27-101 sigaradan
 alınan miktarda da katran açığa çıkıyor. 
OFT’nin raporuna göre nargile, kapalı ortamlardaki 
hava kirliliğinin de en önemli kaynağı.

  • Sigaranın korkunç bilanço
Doç. Dr. Kılınç her yıl sigaradan 100 bin kişinin 
hayatını kaybettiğini, önlem alınmadığı takdirde
 bu rakamın 250 bine kadar çıkabileceğini söyledi. 
Bu 100 bin kişinin içinde 17 bininin hiç sigara içmeden 
öldüğünü kaydeden Kılınç, buna pasif içiciliğin
 buna olduğunu söyledi. Özel ve kamu kuruluşlarında 
kapalı mekanlarda sigara içmeyi engellemeye 
yönelik kanun taslağını desteklediklerini belirten Kılınç,
 bu sayede gençlerin sigaraya başlamasının 
engellenebileceğini söyledi.
Sigarayı bırakmak sorun değil kişi için çözüm yoludur. 
Öyle yada böyle her bağımlı sigarayı bırakmalıdır. 
Aksi halde çevremizdekilere en önemliside çocuklarımıza
 kötü örnek olmamalıyız. Sigaranın bırakılmasıyla beraber
 her hedef daha kolay görünecek ve her seferinde yanan
 1 tek sigaradan çıkan zehirin ve bu 4000 zehirden
 40 ının yarattığı hastalığın önlenmesi sağlanacaktır.
Sürekli pasif içici olarak bulunan çocukların ve 
bebeklerin sigara içimiyle zatürree ve bronşit gibi 
alt solunum yolları enfeksiyonlarına yakalanma 
ihtimalinin çok olması nedeniyle zehrin yani 
sigaranın bırakılmasıyla sadece kendimize değil 
çevremizdekilerede büyük iyilikler yapmamıza 
vasıta olacaktır.



Sigarayı bırakmak için hiç vakit kaybetmemek 
gerekir.
Zararın neresinden dönülürse güzellikler 
o kadar çabuk yakalanır.
Daha iyi bir hayat için sigarayı bırakarak 
ciğerlerinize
 saf ve temiz nefes çekmeliyiz buna herkes 
gibi sizinde 
ihtiyacınız var.Buda unutulmamalıdır ki her yıl 
bebek ölümlerinin yüzde 10 u sigaradan dolayı 
gerçekleşmektedir.
Sigara birtek sağlık değil onun yanında 
hayatınızdanda
 vakit çalmaktadır. İçilen tek bir sigara
 yaşamınızdan
 yaklaşık 12 dakika çalar.
Sigara içmeyenler içenlerden daha çok yaşadığı
 bilinmektedir.
 Sigarayı uzun süre içenlerin neredeyse yarısını
 öldürdüğü 
kabul ediliyor.
Sigara kullanımı bir nevi hızlı yada yavaş intihara 
teşebbüs etmektir.Sigarayı bırakarak cebinizede 
büyük ölçüde kar sağlayabilirsiniz.Mesela günde 
1 paket sigara içmekten 
kazanacağınız parayla yılda 1000 dolarlık bir hediye 
alabilirsiniz.
Sigara içmek sefil bir alışkanlıktır. Ve yaşamınıza
 stres katan, zarar veren,maddi manevi ve hatta 
sağlığınızla oynayan bir dost gerçek dostunuz 
değildir.
Sigara insanın dostu değil ancak düşmanıdır.
Bunları unutmamalıyız. Bırakmak için asla 
çok geç değildir…

   
 SİGARA VE PASİF İÇİCİLİK     
Sigara bir tek 
bağımlıların değil
 içmeyenlerinde 
korkulu rüyası.
Yapılan araştırmalara göre sigara 
içmeyen kişiler içenlerin yanında 
durdukları sürece pasif içici olarak
 zarar görmektedir.Ve bu kişilerin 
kalp hastalığı ve kanser riski 
taşıdığı tesbit edilmiştir.


Sigara içenlerin evde eş ve 
çocukların,iş yerinde iş 
arkadaşlarının ve diğer 
kişilerinde sağlığıyla oynadığı
 ve sağlığıyla 
oynadığı hayatlarını tehlikeye 
soktukları açıkça ortadadır. 
Yapılan tetkiklerdede 
ABD de yılda ortalama 
53.000 kişi sadece sigara
 içenlerin 
yanında durup pasif içici 
olarak 
görünen insanların öldüğü
 belirlenmiştir.
Sigaranın zararları 
saymakla 
bitmezken sadece içenler
 değil içmeyenleride 
zararlarıyla hasara uğratıyor.


Sigara ,puro yada pipo 
kullanan 
insanların yanında duran 
kişiler 
hem tütünün çıkardığı 
dumandan,
 hemde içen kişinin çıkardığı 
dumandan soluyarak 
zehirlenmektedir.
Bu olay nedeniyle yılda 
binlerce
 pasif içici kişi dumanın 
verdiği 
önemli zararlardan ötürü 
rahatsızlanarak ve 
zehirlenerek 
hayatını kaybetmektedir.
ABD deki bir üniversitede 
yapılan araştırmada sigara 
dumanını 
pasif içici olarak maruz kalan 
kişilere ciddi boyutta tehlike 
yarattığı ıve bu tehlikeden 
ötürü
 hücrelerin yaralanan
 bölgelere
 gitmekte zorluk çektiğini, 
yaraların iyileşmesine yardımcı 
olan fibroblast hücrelerin 
sigara dumanından 
etkilenerek yapışkan bir hal
 alarak hareket etmekte 
güçlük
 çektiklerini işlevliklerini 
kaybettiğini
 ileri sürmektedir. 

Fareler üzerinde yapılan 
deneylerdede bu açıkça 
görülmektedir. Bilim adamları
 fareler üzerinde 5 mm.çapında 
yaralar açarak sigara dumanı 
olmayan ortamda yaşayan 
farelerin
 7 gün sonra yaralarında 
yüzde 95 oranında iyileşme
 görülmüştür. 
Pasif içici olarak görülen 
farelerin ise yaralarının aynı
 zaman içinde 
yüzde 85 civarında iyileştiği 
saptanmıştır.





                                  

Sigarayı bırakırken ölmeyin!

 
 
KANSERİN ÖLÜMÜ MUTLAKA OKUYUN!
ASRIMIZIN EN KÖTÜ HASTALIĞI İÇİN HER BİLGİNİN ÖNEMİNE İNANDIĞIMDAN ELİME GELEN BU MAİLİ HERKESE GÖNDERİYORUM.
 
Buğday çimi ekiniz ve yiyiniz, Buğday şırası yapınız ve içiniz.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya'da içtikleri Buğday şırası geliyor.
Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi Pakistan'daki Hunzakut Prensliği'nde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular,
acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Türkiye'de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.
 
Ödemiş'le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ'ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor.
Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.

Buğday müthiş bir kanser ilacıdır.
Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır.
Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir.
Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü
anti kanseri olan 'laetril' içermektedir.
Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)
Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.
-
Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise
buğday şırası üretmeleri....
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.

- İsterseniz tarif edeyim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur.
Üzerine 3 bardak su klorlu olmamak şartıyla ilave edilir.

Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür.

Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır.

Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra alınır.
Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir.

O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz '
laetril' buğday çiminden başka nelerde bulunur?
Çünkü anlaşılıyor ki, '
laetril' kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri...
Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye'de en kolay laetril'e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir.
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika'daki ilaç sanayinin maşaları bu 'laetril' adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika'da satılan 'laetril' bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD'ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
'Kanserin Ölümü' adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
-
Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye'de
acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan'a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut'ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut'un özelliği temel besinleri
kayısı ve kayısı çekirdeği...

- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman doktor Issel'in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.

Başarılı bir yöntem: Tüm beden tedavisi
- Tüm beden tedavisi nedir?
- Joseph Issel de bizim gibi kanseri lokal bir hastalık olarak değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalık olarak ele alıyordu.

Ona göre vücutta sürekli olarak kanser hücreleri ürüyor fakat sağlıklı bir bağışıklık sistemi bu hücreleri hemen tahrip ediyordu.
Issel'in bir diğer tedavi yöntemide, ayda bir olmak üzere, özel olarak muamele görmüş bir kolibasil aşısı olan Pyrifer ile ateş şoku tedavisi idi.

Bu yöntemle hastadan bir miktar kan alınıyor, bunu ozon oksijen birleşim ile karıştırarak yeniden hastanın damarından enjekte ediyordu.
Binlerce kanser hastası bu yöntemle iyileşmişti.
Eski Sovyetler'de, şimdiki Rusya'da bu yöntem halen kullanılıyor.
 
Dr. Serap KIRMIZI
Uludag University
Faculty of Science and Arts
Department of Biology
16059 Gorukle/Bursa TURKEY 

 
 
KANSERİN ÖLÜMÜ MUTLAKA OKUYUN!
ASRIMIZIN EN KÖTÜ HASTALIĞI İÇİN HER BİLGİNİN ÖNEMİNE İNANDIĞIMDAN ELİME GELEN BU MAİLİ HERKESE GÖNDERİYORUM.
 
Buğday çimi ekiniz ve yiyiniz, Buğday şırası yapınız ve içiniz.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya'da içtikleri Buğday şırası geliyor.
Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi Pakistan'daki Hunzakut Prensliği'nde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular,
acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Türkiye'de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.
 
Ödemiş'le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ'ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor.
Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.

Buğday müthiş bir kanser ilacıdır.
Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır.
Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir.
Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü
anti kanseri olan 'laetril' içermektedir.
Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)
Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.
-
Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise
buğday şırası üretmeleri....
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.

- İsterseniz tarif edeyim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur.
Üzerine 3 bardak su klorlu olmamak şartıyla ilave edilir.

Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür.

Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır.

Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra alınır.
Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir.

O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz '
laetril' buğday çiminden başka nelerde bulunur?
Çünkü anlaşılıyor ki, '
laetril' kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri...
Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye'de en kolay laetril'e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir.
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika'daki ilaç sanayinin maşaları bu 'laetril' adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika'da satılan 'laetril' bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD'ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
'Kanserin Ölümü' adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
-
Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye'de
acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan'a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut'ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut'un özelliği temel besinleri
kayısı ve kayısı çekirdeği...

- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman doktor Issel'in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.

Başarılı bir yöntem: Tüm beden tedavisi
- Tüm beden tedavisi nedir?
- Joseph Issel de bizim gibi kanseri lokal bir hastalık olarak değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalık olarak ele alıyordu.

Ona göre vücutta sürekli olarak kanser hücreleri ürüyor fakat sağlıklı bir bağışıklık sistemi bu hücreleri hemen tahrip ediyordu.
Issel'in bir diğer tedavi yöntemide, ayda bir olmak üzere, özel olarak muamele görmüş bir kolibasil aşısı olan Pyrifer ile ateş şoku tedavisi idi.

Bu yöntemle hastadan bir miktar kan alınıyor, bunu ozon oksijen birleşim ile karıştırarak yeniden hastanın damarından enjekte ediyordu.
Binlerce kanser hastası bu yöntemle iyileşmişti.
Eski Sovyetler'de, şimdiki Rusya'da bu yöntem halen kullanılıyor.
 
Dr. Serap KIRMIZI
Uludag University
Faculty of Science and Arts
Department of Biology
16059 Gorukle/Bursa TURKEY 

 
 
KANSERİN ÖLÜMÜ MUTLAKA OKUYUN!
ASRIMIZIN EN KÖTÜ HASTALIĞI İÇİN HER BİLGİNİN ÖNEMİNE İNANDIĞIMDAN ELİME GELEN BU MAİLİ HERKESE GÖNDERİYORUM.
 
Buğday çimi ekiniz ve yiyiniz, Buğday şırası yapınız ve içiniz.
Kanseri engelleyen besinlerin başında atalarımızın Orta Asya'da içtikleri Buğday şırası geliyor.
Klasik tedavi yöntemlerini reddeden tüm doktorların ortak iddiası, buğday çimi yenilmesi ve buğday şırası içilmesi Pakistan'daki Hunzakut Prensliği'nde kanserden ölüm yok. Ayrıca Hunzakutlular,
acı badem ve kayısı çekirdeğini yiyorlar ve kansere yakalanmıyorlar. Türkiye'de acı badem ve kayısı tüketilen bölgelerde kanser vakalarının azlığı dikkat çekiyor.
 
Ödemiş'le Salihli arasında, binbir efsaneye konu olmuş Bozdağ'ın eteklerinde cennet gölcük kıyısında kanseri yenen, bu zaferi kazandıktan sonra mücadelesi herkese örnek olsun diyerek bir de kitap yazan Doktor İlhami Güneral ile sohbetimiz sürüyor.
Önemli olan bağışıklık sisteminin güçlendirilmesidir.
Bağışıklık sistemini güçlendirmek çok da zor bir şey değildir.

Buğday müthiş bir kanser ilacıdır.
Buğday şırası kanseri önler ve bu önemli bir bitkisel tedavi aracıdır.
Buğday çimi, bol klorofil maddesi dışında 100 kadar vitamin, mineral ve besin maddesi içerir.
Taze olarak kullanılan Buğday çiminde, aynı ağırlıktaki portakaldan 60 kez daha fazla C vitamini ve aynı ağırlıktaki ıspanaktan 8 kat fazla demir bulunmaktadır.
Buğdayın bir başka özelliği ise kandaki toksinleri nötralize eden maddeler içermesidir.
Sıvı oksijenle dopdolu olan buğday çimi doğanın en güçlü
anti kanseri olan 'laetril' içermektedir.
Izgara etler ve füme besinlerin kanserojen maddeler taşıdığı kanıtlanmıştır. (Japon Bilim Adamı Nagivara)
Japon Bilim Adamı Nagivara, taze buğday çiminde bu maddeyi etkisiz hale getiren enzimler ve amino asitler bulmuştur.
-
Buğday çimini evde üretebilir miyiz?
- Evde de üretilebilir, küçük bir saksıda bile üretilebilir ve olduğu gibi yenebilir, evde üretemeyenlere tavsiyemiz ise
buğday şırası üretmeleri....
- Buğday şırasını herkes üretebilir mi?
- Evet herkes üretebilir.

- İsterseniz tarif edeyim.
Bir bardak aşurelik buğday, önce tertemiz yıkanarak bir litrelik cam kavanoza konur.
Üzerine 3 bardak su klorlu olmamak şartıyla ilave edilir.

Kavanozun ağzı bir tülbentle kapatılarak serin bir yerde 24 saat bekletilir.
Bu ilk su kullanılmaz, dökülür.

Kavanoza yeniden 3 bardak su ilave edilir.
24 saat bekletildikten sonra oluşan yarı gazozlu su içilmek üzere bir kaba aktarılır.

Böylece bir bardak aşurelik buğdaydan kış aylarında günde 5 kez, yazın ise günde 3 kez şıra alınır.
Buğday şırasının lezzeti bazılarına itici gelebilir.

O takdirde her şıra bardağına bir C vitamini tableti eklenirse, nefis bir içecek ortaya çıkar.
- Az önce sözünü ettiğimiz '
laetril' buğday çiminden başka nelerde bulunur?
Çünkü anlaşılıyor ki, '
laetril' kanserin tedavisinde en etkin maddelerden biri...
Elmanın çekirdeğini de yiyin!
- Evet, Türkiye'de en kolay laetril'e ulaşabileceğimiz yer acı badem ve kayısı çekirdeğidir.
Ayrıca laetril elma çekirdeğinde de vardır. Elmanın çekirdeği yenilirse çok da iyi olur. Amerika'daki ilaç sanayinin maşaları bu 'laetril' adlı ilacı yasaklatmayı başarmışlardır ama Meksika'da satılan 'laetril' bu ülkeden alınıp kaçak olarak ABD'ye sokulmaktadır.
Laetril, vitamin ve minerallerle verildiğinde çok daha iyi sonuçlar alınmaktadır.
'Kanserin Ölümü' adlı kitabında Manner, laetril ile yüzde 90 başarı kazandığını söylemişti.
-
Acı badem ve kayısı çekirdeği de laetril içeriyor öyle mi?
- Evet öyle. Türkiye'de
acı badem ve kayısı çekirdeğinin sıkça tüketildiği yerlerde resmi bir istatistik yok ama kanser vakalarının az olduğuna inanılıyor. Resmi istatistik yapılan bir ülke var...
Pakistan'a komşu küçük bir prenslik olan Hunzakut'ta şimdiye kadar hiç kanser olayına rastlanmadı.
Hanzakut'un özelliği temel besinleri
kayısı ve kayısı çekirdeği...

- Dünyada bugün kullanılmakta olan kemoterapi ve radyoterapi bağışıklık sistemini bozduğunu iddia ediyorsunuz alternatif tedavilerin bir sıralamasını yapsak en öne hangisini koyarsınız?
- Önceliği bağışıklık sistemini güçlendiren tedavilere veririm, daha sonra biyolojik tedaviler ve bitkisel tedaviler gelir.
Bağışıklık sistemi konusunda Alman doktor Issel'in tüm beden tedavisi bugün bu ülkedeki 60/70 klinikte başarı ile uygulanmaktadır.

Başarılı bir yöntem: Tüm beden tedavisi
- Tüm beden tedavisi nedir?
- Joseph Issel de bizim gibi kanseri lokal bir hastalık olarak değil, tüm vücudu ilgilendiren sistemik bir hastalık olarak ele alıyordu.

Ona göre vücutta sürekli olarak kanser hücreleri ürüyor fakat sağlıklı bir bağışıklık sistemi bu hücreleri hemen tahrip ediyordu.
Issel'in bir diğer tedavi yöntemide, ayda bir olmak üzere, özel olarak muamele görmüş bir kolibasil aşısı olan Pyrifer ile ateş şoku tedavisi idi.

Bu yöntemle hastadan bir miktar kan alınıyor, bunu ozon oksijen birleşim ile karıştırarak yeniden hastanın damarından enjekte ediyordu.
Binlerce kanser hastası bu yöntemle iyileşmişti.
Eski Sovyetler'de, şimdiki Rusya'da bu yöntem halen kullanılıyor.
 
Dr. Serap KIRMIZI
Uludag University
Faculty of Science and Arts
Department of Biology
16059 Gorukle/Bursa TURKEY

 
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi1
Bugün Toplam64
Toplam Ziyaret497912
Hava Durumu
Saat
Takvim
Site Haritası
Döviz Bilgileri
AlışSatış
Dolar32.237032.3662
Euro34.794534.9339